Ursula K. Le Guin Kimdir? Eserleri ve Hayatı

Fantastik edebiyat dünyasına bir kez girdiyseniz karşınıza elbet bir Ursula K. Le Guin kitabı çıkmıştır. Benim de onunla tanışmam Harry Potter serilerini yalayıp yuttuğum, Zaman Çarkı serisine de kendimi hazır hissetmediğim bir ara dönemde oldu. Tanıştığım günden bu yana da tüm kitaplarının peşine düştüm.

Sonra fark ettim ki Ursula gerçekten fantastik edebiyatın en güçlü kadın temsilcilerinden biri. Üstelik hayal gücünün sınırlarını zorlayan bir yazar olmakla kalmayıp edebiyatın pek çok dalında ustalığını konuşturan, genç yazarlara da ilham kaynağı olmuş bir idol.

Onun neredeyse her eserinde toplumsal kaygılar, cinsiyet rollerinin getirdiği sorumluluklar ve kültürel zenginlik gibi derin konular hakkında farklı bakış açıları yakalayabilirsiniz. Sadece bir fantazyayı aralamakla kalmaz, içinde bulunduğunuz dünyayı sorgular ve geleceğe giden yolda ne tarafta duracağınıza dair fikir elde edebilirsiniz. İşte böyle, elinizden tutar Ursula K. Le Guin ve size hayatı gösterir kelimelerin gücüyle.

Dediğim gibi Ursula K. Le Guin’in kitapları, sırf bilim kurgu ya da fantastik romanların meraklıları için değildir. Aynı şekilde dünyayı anlamanızı sağlayan ve toplum bilinci oluşturan önemli eserlerdir. Ustalıkla yaratılmış karakterler ve zengin fikir dünyasına sahip romanlarının izinde yolunuz, ufkunuzu açacak yeni düşünlere çıkabilir.

O zaman, haydi geçelim bu inanılmaz yazarın hayatına ve eserlerine…

Ursula K. Le Guin Kimdir?

Ursula K. Le Guin adını ilk gördüğümde, “Ne güzel bir isim!” demiştim. Tam da yarattığı romanların dünyasına yakışan bir adı olduğunu da sonra fark ettim. Sizce de mistik ve gizemli bir havası yok mu Ursula isminin? Gözünüzde hemen sisli bir hava ardına gizlenmiş, uzun elbiseler ve boncuklu takılar içinde, keskin ama şüpheli bakışları olan bir kadın canlanmıyor mu? Modern zamanların cadısı gibi işte 🙂 Belki sadece bende bu hissi uyandırıyordur, emin değilim. Ama Ursula K. Le Guin’i anlamak için araştırdığımda başka birini buldum. Hayal ettiğim gibi değil ama farklı bir gizemi vardı.

Detaylara girmeden önce sıkıcı bilgileri de vereyim. Olağanüstü yetenekli Ursula Krober (evlenmeden önceki soyadı), 1929 yılında dünyaya geldi. Psikoloji mezunu yazar bir anne ve antropolog bir babaya sahip olması aslında geleceğin en büyük yazarlarından biri olmasının güçlü temellerini atmış olabilir. Söylenene göre benim bayıldığım adını, doğduğu gün olan -yani bugün- 21 Ekim Azize Ursula Günü’den alıyor.

Çocukluğundan bu yana kitaplarla ve ailesi tarafından kültürel çeşitlilik fikrine adapte olarak büyüyen Ursula K. Le Guin, eğitim hayatına da edebiyat üzerinden devam etmeyi seçmiş. Massachusetts-Radcliffe College’da lisans eğitimini tamamlamış. Columbia Üniversitesi’ni bitirdikten sonra ise yüksek lisansını Fransa ve İtalya’da Orta Çağ ve Rönesans Dönemi Edebiyatı üzerine yapmış. 1951 yılında Charles A. Le Guin ile evlenmiş ve 3 çocuk sahibi olmuş. 2018 yılında, 88 yaşındayken de kaybettik bu eşsiz kadını. 

Ursula K. Le Guin’i daha fazla tanımak istiyorsak en iyi yol, onun eserlerini okumak olacaktır. Ben bu yazımda sadece öne çıkan ve farklı dallarda yazdığı eserlerine yer verdim. Siz de kendi araştırmanızı yapabilir ve okuma listenizi oluşturabilirsiniz. Ama önce gelin, benim önerilerime bir göz atın.

En Bilinen Eserleri

En bilinen eserleri başlığı altında satırlarca konuşabilir, onlarca kitabını uzun uzun anlatabilirim. Ama ben şimdilik benim okuma listemdekilerle sınırlı tutuyorum. Kim bilir, belki birkaç sene sonra yenilerini de eklerim. Öyleyse ilk olarak Mülksüzler’le başlayalım.

Mülksüzler

Ursula K. Le Guin dendiğinde ilk akla gelen eser şüphesiz Mülksüzler olacaktır. Bilim kurgu ve distopya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan bu roman, Hain Döngüsü serisinin parçalarından biridir. Anarres ve Urras adındaki iki farklı dünyanın hikayelerini anlatan, bu dünyaları karşılaştırmamızı sağlayan romanda, net ve çarpıcı bir toplum eleştirisi görebilirsiniz.

Hikaye, isyan eden bir fizikçi olan Shevek’in macerasına odaklanır. Burada ilginç bir anekdot anlatayım. Ursula K. Le Guin, Shevek karakterini yaratırken hepimizin aşina olduğu bir bilim adamından ilham almış. Çocukluğunda, evlerinde çok sayıda akademisyen ve düşünce insanını ağırladıkları biliniyor. Öyle ki bu ziyaretçilerden biri de ünlü fizikçi Robert Oppenheimer’mış. Shevek karakterinin ortaya çıkışında da yazarın aklındaki isim oymuş.

Gelgelelim Anarres’te yaşayan Shevek, bir gün ülkeden kaçar ve daha geleneksel bir toplum olan Urras’a yerleşir. Bundan sonra karakter ile birlikte okuyucu da bu iki dünya arasındaki zıtlıkları deneyimlemeye başlar. Anarres, kolektif bir toplum yapısındayken Urras, rekabetçi bir düzene sahiptir. Dolayısıyla iki toplum birbirine neredeyse siyah ve beyaz kadar zıttır. Aralarındaki çatışma, okuyucuların farklı toplumsal sistemlerin avantajlarını keşfetmesini sağlar, sorunlu yönlerini görmesini mümkün kılar.

Yerdeniz Serisi

Tabii ki Yerdeniz serisinden söz etmemek olmaz, eğer Ursula K. Le Guin’se dilimizdeki. Fantastik edebiyatın en güzel ve sürükleyici örneklerinden biri olan Yerdeniz serileri, pek çok yerde 3 kitap olarak bilinse de aslında 6 güzel romandan oluşur. Gelin, kısa kısa bu kitaplardan bahsedelim:

  • Yerdeniz Büyücüsü: Serinin ilk romanı olan Yerdeniz Büyücüsü, henüz bir büyücü adayı olan ve eğitim almak için yola çıkan Ged’in maceralarına odaklanıyor. Kendi gücünü keşfederken karanlık varlıklarla da savaşması gereken kahramanımız, hem kendi iç dünyasını bulacak hem de gelişimini tamamlayacaktır.
  • Ataun Mezarları: Serinin ikinci kitabı Ataun Mezarları ise Ged’in maceralarıyla devam ediyor. Bu kez kahramanımız yeni bir sorunla karşı karşıyadır ve Ataun Mezarları’nda kapana kısılır. Burada tanrı-kraliçe olarak bilinen Thar’ın hizmetine girecektir.
  • En Uzak Sahil: Üçüncü kitap En Uzak Sahil’de Ged’in artık bir yoldaşı vardır. Arren adındaki bir prens, yolculuğunda kahramanımıza eşlik eder. Güçlü bir kara büyücüye karşı büyük bir savaşa girecek olan ikili, ölümsüzlüğü ve insan doğasının sınırlarını keşfedecektir.
  • Tehanu: Dördüncü roman, ilk üç kitaptan farklı bir perspektife sahiptir. Bu kitapta artık Ged’in yaşlandığını ve geçmişin izlerini daha çok hissettiğini görebiliriz. Zaten bu kitap, serinin 3. kitabından yaklaşık 20 sene sonra yayımlanmıştır. Diğer yandan bu roman, Ataun Mezarları’nda tanıştığımız Tenar’ın hikayesine odaklanır. Bir diğer ifadeyle Ged ve Tenar’ın mutlu sonu da diyebiliriz.
  • Öteki Rüzgar: Beşinci kitap olan Öteki Rüzgar ise değişimin romanıdır. Yerdeniz dünyasındaki büyük değişikliğin işaretini verir. İnsanlığın yeni bir anlayışa kavuşması ve ölümün doğanın kabul edilmesi gereken bir gerçeği olduğu temalarına yoğunlaşmıştır.
  • Yerdeniz Öyküleri: Serinin son kitabı olarak Yerdeniz Öyküleri’ni söyleyebilirim. Bu kitap, serinin kısa öykülerinden oluşuyor ve serideki karakterlere dair daha fazla detay öğrenmemizi sağlıyor.

Yerdeniz serisi, ülkemizde Metis Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturulan Ursula K. Le Guin eserlerinden. Her birini tek tek alabileceğiniz gibi tek bir cilt halinde de bulma imkanınız var. Ama okuma kolaylığı açısından tek tek almanızı öneririm, tek cildinin oldukça kalın bir kitap olduğunu göreceksiniz.

Karanlığın Sol Eli

Ursula K. Le Guin tarafından yazılan en iyi romanlardan biri olan Karanlığın Sol Eli, bilim kurgu dünyasında da parmakla gösterilir. Sadece konusu itibariyle ilgi çekmediği gibi derin hikayesi ve karakter okumaları da son derece başarılıdır. Yazarın pek çok eserinde olduğu gibi toplum, cinsiyet ve kimlik gibi derin konulara odaklanır.

Temelde roman, Gethen adındaki bir gezegende yaşayan cinsiyetsiz insanları anlatır. Buradaki insanlar, belirli dönemlerde her iki cinsiyeti de yaşayabilen canlılardır. Durum böyleyken okuyucu, cinsiyetin kimliği nasıl şekillendirdiğini ve toplumsal normlardan bağımsız ilerleyebileceğini inceleme şansı yakalar.

İlerleyen hikaye içinde roman, Ekumen adındaki bir örgüt tarafından gönderilen elçinin ziyareti ile gelişmeye başlar. İzolasyon nedeniyle diğer dünyalardan uzakta yer alan Gethen’in yeni ziyaretçisi, farkı kültürlerin karşılaşmasını ve bunun getirdiği sonuçları görmemizi sağlayacaktır.

Rüyanın Öte Yakası

Rüyanın Öte Yakası da usta yazarın kaleme aldığı ilk bilim kurgu romanlarından biridir. Hikayenin temelinde rüyalarında geçmişi değiştirmeyi başaran bir karakter yer alır. İlk olarak Amazing Stories adındaki bir dergide yayımlanan bu hikaye, büyük yankı uyandırmış ve çok geçmeden en prestijli ödüller için aday gösterilmiştir.

Rüyanın Öte Yakası’nda hikaye, bizim için oldukça yakın bir geçmiş olan 2002 yılında geçer. Kalabalık bir şehir olan Portland’da, insanların büyük bir sorunu vardır: Yoksulluk. Dünyanın başka bir ucunda ise büyük bir savaş patlak vermek üzeredir. İşte böyle bir ortamda rüyaları ile geçmişin seyrini değiştirebilen bir kahramanın hikayesi oldukça ilgi çekici olmaz mı?

Sadece hayal gücünüzü geliştirmekle kalmayan bu roman, sürükleyici bir olay örgüsüne de sahip. Bir çırpıda bitireceğiniz Rüyanın Öte Yakası, nefes kesici bir film tadı da bırakacak damağınızda. 

Dünyanın Kıyısında Dans

Dünyanın Kıyısında Dans, şu ana kadar bahsettiğim tüm kitaplardan biraz farklı. Bu kitapta, yazarın 1976 ile 1988 yılları arasında yaptığı konuşmalar, yazdığı makaleler ve eleştirileri yer alıyor. Böylece yazarın dünyaya bakış açısını, sorunlar ve çözümler hakkındaki önerilerini daha net görmemiz sağlanmış. Ursula K. Le Guin, yazılarını dört temel tema üzerinden kategorilere ayırmış. Bunlar; sosyal sorumluluk, edebiyat, seyahat ve feminizm.

Bu kitabı okuduktan sonra görebilirsiniz ki Ursula K. Le Guin, sadece başarılı bir yazar olmakla kalmamış. Gözlem yapmayı, gelişimi, düşünmeyi ve yaşamayı hiç bırakmamış. Dünyanın Kıyısında Dans, üslup olarak olmasa da verdiği his anlamında Mina Urgan’ın Bir Dinozorun Anıları kitabını hatırlattı bana. İkisini de mutlaka okumanızı öneririm. Üstünüze alınmayın beyler ama özellikle kadınların mutlaka okumasını öneririm.

Her Yerden Çok Uzakta

Her Yerden Çok Uzakta ise diğer hiçbir Ursula K. Le Guin eserine benzemiyor. Bu kez genç yetişkin romanı kategorisine alabileceğimiz bir kitap var elimizde. Lise son sınıf öğrencisi iki arkadaşın kendi yollarını çizmeden önceki karmaşık düşüncelerine ve kendilerini bulma öykülerine konuk oluyoruz.

Roman, oldukça akıllı ve gelecek vadeden bir çocuk olan Owen ile son derece yetenekli bir müzisyen olacağından şüphe duyulmayan Natalie’nin dostluğunu anlatıyor. Paylaşımları ile gelişen dostlukları, aralarında zamanla gelişen romantik duygular ve ikisini kendi çağdaşlarından ayıran entelektüel bakış açıları romanın keyfine keyif katan detayları doğuruyor. Her genç yetişkinin kendi geçmişinden izler bulabileceği bir roman yazmış sözün özü yazar.

Pek Bilinmeyen Yönü: Şairliği

Hep romanlardan söz ettik, biraz da şiirlere geçsek ne dersiniz? Pek çoğunuz Ursula K. Le Guin’in şiir yazdığını bilmiyor olabilir. Eh, romanlarına kıyasla elbette göze batan şiirleri olmaması doğal. Ama bu konuda da eline su döktürmüyor. Hayatının sonlarına doğru yayımladığı şiir kitabı da işte bunun kanıtı.

Şimdilik Her Şey Yolunda

Bir çeşit veda mektubu diyebileceğimiz Şimdilik Her Şey Yolunda, Ursula K. Le Guin’in yayıncısına gönderdiği son şiirlerinden oluşuyor. Bir ömrün sonundan seslense de okuyucusunda hüzünden çok tatmin duygusunu bırakıyor şiirler. Dolu dolu yaşanmış bir hayatın izleri, bu hayatın kazandırdığı bilgeliğin gücü var dizelerde. İşte size kısacık bir örnek sunuyorum kitaptan. Siz karar verin sonrasına.

“Yaşayan kimsenin bilmediği

dağları aşarak

uzak diyarlardan gelip

rüyama giriyor bazı insanlar.

Usulca konuşan,

sis ve kızıl ağaç kabuğu

kokan o ihtiyarlar.

Benden çok şey biliyorlar.

Sanırım evden geliyorlar.”

Yazmak İsteyenler için Önerileri

Ursula K. Le Guin, yazmakla ilgili deneyimlerini ve dehasını da paylaşmaktan geri durmamış. Bu konuda hem yazarlara kaynak hem de yolun başındakiler için harika bir rehber olacak atölyeler düzenlemiş. Bu atölyelerde aktardıklarını da kitap haline getirerek okurlara ulaşmasını sağlamışlar. İşte bu minvalde iki güzel örnek:

Sözcüklerdir Bütün Derdim

Yazarın ölmeden önce son yayımlanan kitaplarından biri olan Sözcüklerdir Bütün Derdim, yazmak isteyen herkes için etkili bir yol gösterici. Yazarın kendi deneyimlerini aktardığı ve atölye serisi kapsamında yayımlanan bu kitap, yazar olmak isteyen herkesin başucu kitaplarından biri olmalı.

Dümeni Yaratıcılığa Kırmak

Dümeni Yaratıcılığa Kırmak ise henüz yolun başında olan yazar adayları için bulunmaz bir kaynak. Ursula K. Le Guin’in 1998 yılında yayımladığı bu kitabı, 21. yüzyıl yazarları için düzenlenmiş ve güncel hale getirilmiş. Edebiyata dair pek çok sorunun yanıtına bu kitaptan ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın