Sadece bir kaya parçası deyip geçebilirsiniz. Ama Niobe’nin acısını hissedebileceğiniz Ağlayan Kaya, derin bir hikayeye sahip. Vurucu olmasının yanında pek çok noktadan ders çıkarabileceğiniz bir hayat hikayesi var Niobe’nin. Ağlayan Kaya efsanesi de onun hikayesinin günümüze kadar gelen mirası.
Rivayete göre Manisa’nın ünlü sarı üzümleri yani bilinen adıyla Sultaniye üzümleri, Niobe’nin gözyaşları ile can suyuna kavuşmuştur. Öyle ki bu bölgenin toprağının verimli olması ve endemik bitkilerin çeşitliliği de buna bağlanır. Manisa lalesi, bu noktada harika bir örnektir. Bir diğer ender güzellik olan göz alıcı Spil Dağı’nın sayısız mağaralarından birinde yer alan Ağlayan Kaya ise hem hikayesi hem de gösterişiyle her zaman ilgi çekici olmuştur.
Ağlayan Kaya Efsanesi Nasıl Doğdu?
Büyük bir tarihe ve kültürel dokuya sahip Anadolu’nun geçmişi yüzyıllar öncesine dayanıyor. Dolayısıyla bu uzun süre zarfında ortaya çıkan ve günümüze kadar ulaşan sayısız efsane var. Hemen hemen ülkenin her bölgesinde mitolojik bir kahraman ve onun coşkulu hikayelerinin izleri görülebiliyor. Manisa de işte yoğun kültürel mirasa sahip şehirlerden biri. Ağlayan Kaya efsanesi ise bu şehrin geçmişinden gelen bir mit.
Bu efsanenin nasıl doğduğuna dair çeşitli teoriler var ancak en kabul göreni Niobe’nin kibri sonucu Hera’nın ondan aldığı intikam üzerine olan. Yine de farklı kaynaklar, farklı sonuçlara varmış veya yorumlamış olabilir. Ben, Manisa’da anlatılan efsaneyi aktaracağım şimdi. Niobe’nin ağlaya ağlaya, sonunda bir kayaya dönüştüğüne inanılan efsaneyi. Hazırsanız başlayalım ve Niobe ne yapmış da sonu böyle olmuş öğrenelim.
Ağlayan Kaya Hikayesi
Efsanenin kahranı Niobe, İzmir ile Manisa arasında bulunan Spil Dağı çevresinde hüküm sürmüş yarı tanrı Tantalus ve Dione’nin kızıdır. Çocukluğunda Tanrıça Hera ile oldukça yakındır. Büyüyüp evlenme zamanı geldiğinde ise Thebai’nin kralı olan Amphion ile evlenir ve bu evlilikten 6 tanesi kız, 6 tanesi erkek olmak üzere 12 çocuğu olur. -Bazı kaynaklar 14 olduğunu söyler ama biz Manisa’da bilinen versiyonunu anlatıyoruz.- En yakın arkadaşı Hera’nın ise -ki Hera bir tanrıçadır- 2 çocuğu olur. Mitolojiyle ilgilenen biriyseniz Hera’nın çocuklarını da tanırsınız: Artemis ve Apollon.
Zaman gelip geçer. Niobe, sık sık kendi çocuklarıyla övünür ve Hera’nın sadece 2 çocuğu olmasını küçümser. Öyle ki sadece bu yüzden kendisini daha üstün ve becerikli görür. Kibri her geçen gün artar ve Thebai halkının kendisine tapmasını bekler. Hera ise Niobe’nin kibrine büyük öfke duyar ve çocuklarından onu cezalandırmasını ister. Böylece Apollon ve Artemis, Niobe’nin tüm çocuklarını teker teker öldürür. Çocuklarının hepsini kaybeden Niobe, acısıyla baş edemez ve günlerce cesetlerinin başında ağlar. Onun bu halini gören ve acıyan Hera’nın kocası, tanrılar tanrısı Zeus ise Niobe’yi çocuklarının yasını tuttuğu yerde taşa çevirir.
İşte o gün bugündür, yani bakımsızlıktan kaya özelliğini yitirene kadar, Niobe’nin çocukları için hala ağladığına inanılır. Kayanın yan durmuş bir kadını andırması ve göz çukuruna benzeyen bir oyuktan su akması da bu efsaneyi büyüleyici kılan detaylardıra.
Ağlayan Kaya Gerçekten Ağlıyor mu?
Efsaneye ve taşı görenlerin söylediğine göre kayaya dönüştükten sonra Niobe, ağlamayı sürdürmüş. Sadece çevresinde çocuklar oynadığında gözyaşları kesilirmiş.
Kayanın göz çukuruna benzeyen oyuklarından yakın zamana kadar su sızdığı görülüyordu ancak bugün ziyaret ettiğinizde ne yazık ki suyun kuruduğunu göreceksiniz. Tabii ki kurumasının nedeni çok daha farklı bir sorundan kaynaklanıyor.
Ağlayan Kaya Ne Zaman Ağlar?
Uzun yıllardır çok fazla ziyaretçi ağırlayan Ağlayan Kaya, artık ona ismini ve ününü kazandıran efsanenin hikayesinin aksine ağlamıyor. Bir süredir, bölgede de sorun olmaya devam eden kuraklık ve bakımsızlık nedeniyle su akışı durmuş. Dolayısıyla ziyaret ettiğinizde ihtişamlı kayayla karşılaşabilir ama ağladığını göremezsiniz. Eh, bu Niobe’nin acısının son bulduğu anlamına mı gelir, yoksa önemli tarihi değerlerin yeteri kadar korunamadığına mı, siz karar verin.
Ağlayan Kaya Nerededir?
Ağlayan Kaya, Manisa’da yer alan Spil Dağı’ndadır. Şehir merkezine yaklaşık olarak 25 km mesafededir. Uzun yıllar önce milli park ilan edilen Spil Dağı’nda görebileceğiniz harika destinasyonlar bulabilir, doğayla iç içe birkaç saat geçirebilirsiniz.
Ağlayan Kaya’ya Nasıl Gidilir?
Ağlayan Kaya’yı ziyaret etmek istediğiniz özel aracınızla gitmeniz gerekecektir. Çünkü şu an için herhangi bir toplu taşıma aracının rotasında değil. Ancak şehir merkezine oldukça yakın olması ve rahat bir güzergahının bulunması işinizi kolaylaştıracaktır. Spil Dağı yoluna girdikten sonra 5 dk bile sürmeden Ağlayan Kaya’ya ulaşabilirsiniz.
Kıyıdan 